Ana Sayfa Hüseyin Uysal Tevhid Mertebeleri Tevhid Mertebelerine giriş – Prof.Dr. Hüseyin Uysal

Tevhid Mertebelerine giriş – Prof.Dr. Hüseyin Uysal

0
Tevhid Mertebelerine giriş – Prof.Dr. Hüseyin Uysal

Kelime-i tevhîd yâni “Lâ ilahe illallah” sözü çok değerlidir. Bu söz, kişilerin bilinç düzeylerine göre değişik şekillerde anlam kazanır. En bilinen manası “Allah’tan başka ilah yoktur” şeklindedir. “İlah yok sadece Allah var” şeklinde tercüme edenler de bulunmaktadır. Ancak bu şekilde verilen manalar insanların hakikati anlamaları için yeterli olmamaktadır. “İlah” ve “Allah” kelimelerinin ne anlama geldiği bilinmediği sürece söylenen sözler çok fazla etkili olmayacaktır.

Hz. Muhammed (sav) bir hadîsinde “Men kâle lâ ilâhe illallah dehalel cenneh”: Kim samimi olarak lâ ilâhe illallah derse cennete girer (Süyutî, Fethu l-Kebîr, 3:220) buyurmaktadır. Bu durumda kelime-i tevhîd cennete girişin anahtarı olmaktadır.

Ebrar (kitabı sağ elinden verilecek olanlar, cennet ehli, saidler) bu sözü söyleyenlerin öldükten sonra tekrar dirilip cennete gireceklerini düşünürler.

Mukarrebun (hesapsız kitapsız cennete girenler, Allah dostu olanlar) ise bu sözün manasını gerçekten idrak edebilenlerin burada cennet gibi bir hayatı yaşamaya başladığını bilirler. Hatta burada yaşanan cennetin, Zat cenneti olduğunun bilincinde olarak yaşarlar.
Ebrarın gideceği cennet, köşklerin, sarayların, hurilerin olduğu, çeşit çeşit meyvelerden yenilecek olan, zevk ve sefa içinde yaşanacak olan cennettir. Yedi kat cennet denen cennetler bu cennetlerdir. Ebrar bu cennetlerde amellerine göre Allah’ın cemâlini de zaman zaman görürler. Geri kalan vakitlerini kendi cennetlerinde geçirirler.

Mukarrebun’un gideceği cennet bu cennet değildir. Onların gideceği cennette köşkler, saraylar, huriler yoktur, orada sadece Allah vardır. Orası da burasıdır, içinde yaşadığımız bu dünyadır ve onlar sonsuza kadar nerede olurlarsa olsunlar her zaman ve yerde Allah’ı müşahede ederler.

Yunus Emre bir beyitinde;
“Cennet cennet dedikleri, Birkaç köşkle birkaç hûri, İsteyene ver sen onu, Bana seni gerek seni” diyerek bu durumu güzel bir şekilde dile getirmiştir.

Kendini bilenler (mukarrebun) hem kendilerinde hem de her yerde ve her şeyde (varlıkta) Allah’ı görürler ve her an onunla birlikte olmanın hazzını ve mutluluğunu yaşarlar. Bu lezzeti tatmayanlar bilmezler.

İşte söz konusu edilen bu nimete ermek için bu ariflerin, arif-i billahların (kendini bilenlerin) “Kelime-i Tevhîd”i nasıl anladıklarını, bu değerli söze ne anlam verdiklerini iyice bilmemiz gerekiyor.

Bu konuyu Kur’ân’ı ve Hz. Muhammed (sav)’in sözlerini çok iyi anlayıp, değerlendiren ve hayatlarını bu bilinçle yaşayan kişilerin bakış açıları çok önemlidir. Allah dostları veya evliyâ diye tanımlanan bu kişilere “Tevhîd ehli” de denir. Bunlar sadece kelime-i tevhîdi çok iyi anlayabilmeleri sayesinde bu yüksek mertebelere ulaşmışlardır.

Önceden bilinen tevhid ile ilgili bilgiler, kendini bilenlerin (tevhid ehlinin) bakış açısıyla değerlendirildiğinde, hemen hemen tüm insanların da aynı zevkleri yaşaması işten bile değildir. Bu konuyu merak edenler için bütün sırlar açılmış, gizli olan hiçbir şey kalmamıştır.

Önceden bazı endişe ve kaygılarla dile getirilmesinden çekinilen sır bilgiler (gerçekler) günümüzde işin ehli olan kişiler tarafından tüm açıklığı ile ortaya konmaktadır.
Yapılması gereken tek şey, bu kadim bilgilerden tüm insanların haberdar edilmesidir.
Bilim insanlarının son zamanlarda elde ettikleri bilimsel gerçekler (kuantum fiziği, birleşik alan, bilinç gibi) bu kadim bilgilerin anlaşılmasını çok kolaylaştırmıştır.

Günümüzde birçok kişi bu kadim bilgilere ulaşmış ve bu bilgilerin kendilerine sağladığı açılımlar sayesinde çok güzel, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamaktadırlar.
Stresli, sıkıntılı ve huzursuz bir yaşam süren günümüz insanının bu dertlerinden kurtulmaları için, bu konuyu bir an önce ele almaları ve anlamaya çalışmaları gerekmektedir.

Gerçekleri bir an önce öğrenmek ve yaşamak isteyen kişilerin, bu konuları bilen, yaşayan ve yaşatabilen kişilerle iletişime geçmeleri, sinerjik etki yaratacak ve bu süreci hızlandıracaktır.

Bu değişim süreci, sadece kişilerin sıkıntılarından ve dertlerinden kurtulmaları ile kalmayıp, çok farklı sanatsal etkinliklerin artmasını da beraberinde getirecektir.

Tüm insanların bu güne kadar hiç yaşamadıkları güzel günlerin çok yakın olduğu bir sürecin içindeyiz. Önümüzdeki yıllarda, çok önemli değişimlerin yaşanacağı, adeta cennet gibi bir hayatın altyapısının hazırlanmakta olduğunu söyleyebiliriz.

Tüm bu güzelliklerin yaşanması için sadece insanların bilinçlerinde sıçramaların oluşması yeterli olacaktır. İnsanlar bunun için çaba gösterseler de, göstermeseler de bu durum gerçekleşecektir.

Bu olay, insanlık tarihinde ilk kez yaşanacak bir süreçtir. Tüm dünya insanlarının sevgi, saygı, hoşgörü, mutluluk ve huzur içinde yaşayacağı bu süreç adeta bir patlama şeklinde gerçekleşecektir. Kıyâmet denilen bu olay, tüm insanlığın bir dirilişi, bir uyanışı olacaktır. Artık bundan sonra sonsuza kadar hiçbir sıkıntı çekilmeyecek, akla hayâle gelmedik güzellikler yaşanacaktır.

Hindistan’da maymunları yakalamak için hazırlanan bir maymun tuzağı varmış. Maymun avcıları, maymunun elinin girebileceği kadar büyüklükte bir kovuğun içine ceviz veya muz gibi maymunun sevdiği yiyecekleri koyarlarmış. Maymun kovuğun deliğinden elini içeri sokarak yiyeceği avucunun içine alıp yumruk yapınca elini çıkarmak istediği zaman, küçük olan kovuğun deliğinden elini çıkaramadığı için tuzağa yakalanıyormuş. Maymunun kurtulması için yapması gereken şey, sadece elindekileri bırakıp elini kovuktan çıkarması iken, bunu yapamadığı için, avcılar da gelip maymunu yakalıyormuş. Bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadirmiş.

İşte bizim de bu güne kadar edindiğimiz bilgilerimiz ve değer yargılarımız bizim için bir tuzak durumundadır.

Onun için geçici olarak önceki bilgilerinizi bir kenara bırakarak bu yeni bilgileri anlamaya çalışırsanız, süreç çok hızlı gelişecektir. Bu arada Şems’in Mevlana’yı uyandırmak için tüm kitaplarını havuza attırdığını da hatırlatalım.

Bundan sonraki bölümlerde bu gizli bilgiler özet olarak sunulmaktadır.
Aklınıza eski bilgileriniz geldiği zaman, yeni öğrendiğiniz bilgilere içinizden itirazlar gelebilir.

Buna fazla aldırış etmeden okumaya devam edin. Sonunda kazançlı çıkan siz olacaksınız. Bundan hiç şüpheniz olmasın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz