
Prof. Dr. Hüseyin Uysal’ın anlatımı ile Kişilik Seviyelerinin ikinci basamağı olan Nefsi Levvame videosunu istifadenize sunuyoruz.
Orta Bilinç Düzeyi (Uyanmak İsteyen Kişiler)
Orta bilinç düzeyinde olan kişiler kendi içinde bulunduğu durumdan, kendi yaşadıkları hayattan ve etrafında olan olup bitenlerden rahatsızdırlar. Bu olup bitenlere bir anlam veremedikleri için, sürekli bir arayış içindedirler. Kendi gerçek kimliklerini merak etmelerine rağmen, bu konuda yeterli bir bilgiye sahip olamadıkları için sürekli bilgi açlığı içindedirler.
Böyle kimselere, kendini bilen, aydınlanmış, nur boyutuna geçmiş kişiler tarafından, gereksinim duydukları gerçek (kadim) bilgiler sunulduğu zaman rahatlarlar ve huzur bulurlar.
Kendi hastalığı için gerekli olan ilacı bulmuş bir hasta gibi sevinirler. Kendilerine bu huzuru sağlayan kişilere teşekkür ederler ve onların yanından hiç ayrılmak istemezler. Âdetâ çok güzel bir rüyâ görmektedirler. O âna kadar hayatlarında hiç duymadıkları bilgileri işitmekte ve hiç hissetmedikleri duyguları yaşamaktadırlar. Bu güzel ortamda zamanın nasıl geçtiği anlaşılamaz bir hâle gelmiştir. Âdetâ zaman ve mekân kaybolmuş, içlerini târifi mümkün olmayan bir huzur doldurmuştur.
Ancak bu durum, o ortamdan uzaklaşıldığı zaman ortadan kalkar ve bu kişiler kendilerini daha önceden yaşadığı boyutta bulurlar. Yine eski bilinç düzeylerine geri dönmüş, eski yaşadıklarını yaşamaya başlamışlardır. Daha önceden zaman zaman da olsa zevk alarak yaşadıkları ortamdan hiçbir zevk almamakta, ancak ciddî bir huzursuzluk da hissetmemektedirler. Bunun neden böyle olduğuna da bir anlam verememektedirler.
Dışardan bu kişileri gören yakınları bu kişilerde olan değişikliği (durgunluğu) farkederler.
Yakınları, bu durumda olan bir kişiye;
“Bir derdin mi var?”
“Neden böyle durgunsun?” diye sorular sorduklarında;
“Hayır, hiçbir derdim ve sıkıntım yok, gâyet iyiyim” diye cevap verirler.
Bu durumda olan kişilerin kalplerinde bir nur parlamaya başlamış ve kısmen de uyanmaya başlamışlardır. Ancak, yeni öğrenmiş olduğu hakîkat (kadim) bilgilerini hatırladıkları zaman içlerini güzel duygular kaplamakta, eski bilgilerine döndükleri zaman sıkıntılı hâller yaşamaktadırlar.
Bu kimseler, tam bir huzura ve dinginliğe ulaşamadıkları için, bu hâllerinin diğer insanlar tarafından da bilinmesini istemezler.
Bu “git-gel”ler bir süre devam eder.
Ancak, bir taraftan da yeni öğrendikleri hakîkat bilgilerini yakınlarına ve sevdikleri kişilere anlatma arzu ve isteği duyarlar. Bunlardan bâzıları bu yeni öğrendikleri bilgileri yakınlarına anlatmaya çalışsalar da bunun kolay olmadığını hemen farkederler ve anlatma girişiminden vazgeçerler. Zaman zaman eski bilincine geri dönüp eski yaşadıklarını tekrar yaşamaya başladıklarında da huzursuz olurlar.
Ve;
“Ben bu duruma neden düşüyorum?, Aslında düşmemem gerekirdi” diye kendisini eleştirmeye ve kınamaya başlarlar.
Bu durumda olan kişiler ilk fırsatta bir üst bilinç düzeyine geçmek zorundadırlar. Çünkü burası kişilerin sürekli huzur hâlini sağlayan bir bilinç düzeyi değildir.